Merak, insanı harekete geçiren en güçlü duygulardan biridir. Yeni bir kod satırı yazarken, bir devreyi kurarken ya da gitarla yeni bir melodi denerken aslında hep aynı dürtüyle hareket ederiz: “Ya şöyle olursa?” Merak etmek; sanatçıyı üretmeye, mühendisi çözmeye, yazılımcıyı yenilik yapmaya iter. Eğer bir şeyle ilgileniyorsan ama “bundan bir şey çıkar mı?” diye düşünüyorsan, o an zaten doğru yoldasın. Çünkü tüm yaratıcılıklar bir soru işaretiyle başlar.
Merak aynı zamanda hata yapmayı normalleştirir. Çünkü hiçbir keşif, ilk denemede başarıyla sonuçlanmaz. Bir fikir, bir prototip, bir nota denersin — olmaz. Ama o “olmama” hâli bile yeni bir şey öğretir. Bu yüzden merak, cesaretle birlikte büyür. Meraklı insanlar başarısız olmaktan korkmaz, çünkü bilirler ki her yanlış adım, doğruya giden yolun bir parçasıdır.
Ve en güzeli, merak bulaşıcıdır. Çevrende merak eden insanlar varsa, sen de onların enerjisiyle dolarsın. Belki bu yüzden insanlık ilerliyor: birinin “ya şöyle olsa?” demesiyle başlayan zincir, sonunda dünyayı değiştiriyor.

