Bir LED’i yakmak basit görünebilir, ama aslında içinde çok derin bir felsefe vardır: Enerjiyi doğru yönlendirmek. Hayatta da öyle değil mi? Elektroniğe başladığımda sabrın, deneme-yanılmanın ve dikkatli gözlemin önemini öğrendim. Bazen bir direncin yerini yanlış koymak tüm sistemi çökertir — tıpkı hayatın küçük detaylarının büyük farklar yaratması gibi.
Elektronik bana “detay” kavramının değerini öğretti. Bir devreyi doğru çalıştırmak, milivoltlarla, mikro saniyelerle ilgilenmek demektir. Ama işte o küçük sayılar, büyük sistemlerin temelini oluşturur. Aynı şekilde hayat da böyledir; küçük alışkanlıklar büyük değişimlerin başlangıcıdır.
Ayrıca elektronik bana sabrı öğretti. Bir şey çalışmadığında pes etmemeyi. Çünkü her arızanın arkasında mantıklı bir neden vardır. Bulduğunda sadece bir devreyi değil, düşünme biçimini de onarırsın. Bu yüzden diyorum ki: elektronik, aslında insanın kendi iç devresini de tamir etmesidir.

